Teknolojinin sebep olduğu yıkıcı değişimin getirdiği fırsat ve zorluklara dair son yıllarda gelişen bir kavramı bugünlerde sıklıkla duyar olduk: “İşin Geleceği”

“İşin geleceği” kavramı, karantina koşulları sebebiyle pek çok çalışanın gündeminin üst sıralarına yerleşti. Bu, beyaz yakalı çalışanlar için uzaktan çalışma anlamına geldi. Pek çok hizmet çalışanı ve mavi yakalı çalışan için makinelerin insanları yerinden edebileceği bir geleceğin habercisi oldu. Sağlık ve eğitim sektöründe çalışanlar için mesleklerinin -geç kalınmış olsa da- değerinin teslim edildiği bir dönem oldu.

İşleri korumak, işverenler ve çalışanlar arasındaki bağlantıları sürdürmek, büyük ve küçük işverenleri ayakta tutmak ve doğrudan işçi ve hane halklarına gelir desteği ve diğer güvenceleri sağlamak üzere derhal harekete geçilmesi gerekmektedir. Gelişmekte olan ekonomilerde çok daha fazla desteğe ihtiyaç duyulmasına rağmen, birçok gelişmiş ekonomideki ve gelişmekte olan piyasalardaki çabaların odaklandığı yer burasıdır. Bu anı “daha iyiyi inşa etme”; daha dirençli bir işgücü piyasasının ve daha eşit bir dünyanın temellerini atma fırsatı olarak görmeliyiz. Peki bu nasıl yapılabilir?

1. Yeni beceriler edindirmeye iki kat önem verin

Son yıllarda, hükümetler, şirketler ve çalışanlar, dördüncü sanayi devrimi‘nin getirdiği yıkıma karşı daha iyi hazırlanabilmek için yeni beceriler kazanmayı öncelikleri haline getirdiler. Virüsün, bir yandan iş gücü piyasalarının çökmesine sebep olurken, diğer yandan da pek çok endüstri ve sektörün dijitalleşmesini ve otomasyonunu hızlandıracağı kesin görülüyor. Bu değişim, hem beşeri hem dijital alanda yeni beceriler kazanılması için yatırım yapılmasını ve buna uygun mekanizmaların geliştirilmesi ihtiyacını doğuruyor. Online eğitim ve öğretim endüstrisi, karantina altında birbirleri ile sanal ortamlarda bağlantıda olan çalışanların büyük ilgisini çekerken, işverenlerin çalışanlarına verecekleri eğitimleri yoğunlaştırmaları ve hükümetlerin pandemi-sonrası ekonomiye hazırlanmak üzere çalışanlara yeni beceriler kazandırmak üzere uygun koşulları sağlamaları daha çok önem kazanıyor.

Italya, Varese’de, Circolo hastanesinde bir robot, Coronavirüs hastalarının tedavisi için sağlık ekibine yardımcı oluyor. 1 Nisan 2020 (Image by: REUTERS / Flavio Lo Scalzo)

2. Geleceğin mesleklerini tanımlayın

Dünya Ekonomik Forumu 2020 yılının başında “geleceğin meslekleri” konusundaki görüşlerini paylaştı: Bakım Ekonomisi, Yeşil Ekonomi, İnsan ve Kültür; Veri ve Yapay Zeka, Mühendislik ve Bulut Bilişim, Ürün Geliştirme; Satış, Pazarlama ve İçerik. Salgın sebebiyle hastane, gıda satış merkezleri, okul gibi yerlerde çalışanların oynadığı rolün ne kadar kritik olduğu ön plana çıkarken, Bakım Ekonomisi’nin sunduğu fırsatların da artması bekleniyor. Benzer şekilde, teknoloji yaratma ve yönetimi, e-ticaret ve bilgi ekonomisindeki rollerin büyümeye devam etmesi beklenmektedir. Hükümetler ekonomilerini yeniden inşa etmeye çalışırken, yeşil ekonomi, bilim ve sağlık araştırmaları ve dijital altyapıdan da yeni büyüme kaynakları ve yeni istihdam olanakları ortaya çıkacaktır. Gelişmekte olan ekonomilerin geleceğin mesleklerine proaktif olarak yeni bir yaklaşım sergilemeleri gerekiyor. Zira geçmişin üretime dayalı büyüme modeli ve küresel değer zincirleri baştan şekillenmektedir.

3. Çalışanlara yeni roller verilmesini ve yeni işe alımları önceliklendirin

İşletmelerin ve hükümetlerin, hem işini kaybetme riski olan çalışanlara hem de işini kaybetmiş çalışanlara aktif destek vermesi kritik öneme sahiptir. Birçok şirket, kısa vadede ücretsiz izne çıkardığı çalışanlarını en az ihtiyaç duyulan rolden, en çok ihtiyaç duyulan role kaydırmak üzere harekete geçti bile…

Hükümetlerin bir yandan bir sonraki mali yardım reçetelerini düşünürken, diğer yandan da çalışanların yeniden istihdam edilebilmeleri için iş piyasasına dair hizmetlere de öncelik vermeleri gerekir. Örneğin; iş piyasasına dair bilgilendirme hizmetleri, iş piyasası aracılık-eşleştirme hizmetleri,  iş arama yardımı gibi… Mevcut krizin yapısı göz önüne alındığında, bu tür hizmetlerin yaygınlaştırılması,  pandemi sonrası iyileşme dönemini yönetmeye hazır olmamız açısından kritik önem taşımaktadır.

4. En temel işleri yapan çalışanlara (essential workers) hak ettikleri değeri verin ve işlerin kalitesini geliştirin

En temel işlerimizi yapan çalışanların düşük maaşlı ve iş güvencesi en az olan meslek gruplarından olduğu, özellikle gelişmekte olan ülkelerde sosyal güvenceden mahrum oldukları giderek daha fazla gözle görülür hale gelmiştir.

Büyük Buhran ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde, ABD’de hafta sonu gibi kavramlar ve diğer çalışan hakları resmi olarak tanındı, Avrupa genelinde de sağlık ve gelir güvencesi gibi mekanizmaların geliştirilmesinin yanı sıra eğitim alanında yatırımlar yapıldı. Ancak, ekonomilerimizin doğası değiştikçe; yasalar, standartlar ve ücretler işçilerin -ve çoğu zaman işverenlerin- ihtiyaçlarına ayak uyduramamıştır. Krizin yönetilmesine paralel olarak, hükümetlerin, işletmelerin ve işçi temsilcilerinin işgücü piyasalarımızı yöneten protokolleri güncelleme konusunda yeni bir tarihsel değişime öncülük etmek için birlikte çalışmaları zorunludur.

“Kahramanlar burada çalışıyor” pankartları ile meslektaşları tarafından fotoğraflanan sağlık çalışanları (Image by: REUTERS/Tom Brenner)

5. İşbirliğine dayalı bir “kurtarma ve yeniden inşa etme “ dönemi

İşverenler, hükümetler ve çalışanlar arasında ulusal ve küresel ölçekte yapılacak işbirlikleri, kriz sonrası toparlanma dönemi için kritik öneme sahiptir. Ocak 2020’de yapılan Dünya Ekonomik Forumu’nda 2030 yılına kadar bir milyar insanın eğitim, beceri ve mesleklerini geliştirmeye adanmış bir “Yeni beceriler kazandırma devrimi platformu” oluşturulduğunu duyurmuştuk. Şimdi bu platformu kriz boyunca çalışanlara ve öğrencilere yardım eden hükümetleri, şirketleri ve eğitimcileri desteklemeye, tecrübe alış verişi yapmaya, pandemi sonrası eğitim, beceri ve iş sistemlerinin daha çabuk toparlanmasına adadık.

Bu kriz, geçmiş sistemlerdeki yetersizlikleri ve eşitsizlikleri hiç olmadığı kadar gün yüzüne çıkardı. Diğer yandan da kriz, küresel liderlerin insan yaşamının değerine, insanın sahip olduğu potansiyele ve geçim kaynakları üzerine odaklanmalarını da sağladı. En değerli varlığımıza, insana yatırım yapma fırsatı önümüzde!


For original version of the article, please visit World Economic Forum website:
https://www.weforum.org/agenda/2020/05/the-future-of-work-is-here-5-ways-to-reset-labour-markets-after-coronavirus-recovery/