Yeni DEI Trendi: Merakı Benimsemek

Bölünmenin çoğu zaman diyaloğun ve anlayışın önüne geçtiği bir dünyada, merakı benimsemek DEI (Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık) liderliği için güçlü bir araçtır. Merak araştırmacısı ve Seek: How Curiosity Can Transform Your Life and Change the World kitabının yazarı Scott Shigeoka’nın kişisel yolculuğu, merakın bariyerleri nasıl ortadan kaldırabileceğini gösteriyor. Farklılıklara yargıyla yaklaşmak yerine, merak daha derin bir anlayışı davet eder. DEI liderleri, varsayımların ötesine geçmeli ve çeşitli bakış açılarıyla aktif olarak etkileşime girmelidir. Böylece kapsayıcılık sadece bir hedef değil, günlük olarak uygulanan bir gerçeklik haline gelir. Kesinlikten sorgulamaya geçerek liderler, her bireyin tüm insanlığıyla kabul gördüğü iş yerleri oluştururlar.

Shigeoka’nın deneyimleri, merakın pasif bir eylem olmadığını, aksine bağ kurma ve dönüşüm sağlayan bir güç olduğunu ortaya koyuyor. İster Katolik rahibelerle iffet üzerine sohbet ederken ister Trump mitingindeki katılımcılarla kişisel hayatları hakkında konuşurken, onun yaklaşımı gerçek anlayışın yalnızca gerçekten dinlediğimizde başladığını gösterdi. Özellikle kendi korkularını ve önyargılarını aşarak bilinmeyenin üzerine gitmenin, bireylerin ve toplumların dönüşümünde kritik bir rol oynadığını vurguluyor. TED konuşmasında Shigeoka, terapistinin kendisine “Korktuklarını merak etmeyi denedin mi?” diye sorduğu anın kendisi için bir dönüm noktası olduğunu anlatıyor. Kendi iç sesleriyle yüzleşmek yerine onları bastırmaya çalıştığında seslerin daha da güçlendiğini fark eden Shigeoka, bilinmeyeni keşfetmenin yalnızca kişisel iyileşmeye değil, aynı zamanda toplumlar arası empati geliştirmeye de katkı sağladığını gösteriyor. DEI liderleri bundan ilham alarak insanların yargılanma korkusu olmadan hikayelerini paylaşabilecekleri güvenli alanlar oluşturabilirler. Zor konuları merceğine alan ama saygı seviyesini koruyan tartışmaları teşvik etmek, daha güçlü ve empatik ekipler oluşturulmasına yardımcı olur. Araştırmalar, farklı bakış açılarıyla daha fazla temas kurmanın tehdit algısını azalttığını gösteriyor ve bu da kültürler arası, kuşaklar arası ve kesişimsel diyalogların önemini pekiştiriyor.

Sonuç olarak, merak eyleme dökülmüş bir önemseme, hatta özenme biçimidir—kararlılığı ve karmaşıklığı kucaklama isteğini gösterir. Merakı önceliklendiren liderler, sadece daha kapsayıcı kültürler yaratmakla kalmaz, aynı zamanda anlamlı değişimi de teşvik eder. Ayrışma yerine anlama ve keşfetme zihniyetiyle hareket eden kuruluşlar, hoşgörüden gerçek aidiyete doğru bir dönüşüm gerçekleştirebilirler. Bugünün DEI liderleri için temel soru şudur: Başkaları hakkındaki kesinliğimizi, sürekli öğrenmeye olan bağlılığımızla değiştirebilir miyiz? Cevap merakta yatıyor—bölünme ile bağ kurma arasındaki köprü ve özgünlük, empatiyle liderlik etmenin anahtarı.

Başkalarının hayata bakışını biraz olsun merak etmeden; çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığa gerçekten değer vermek mümkün değildir.

Kaynak: https://www.ted.com/talks/scott_shigeoka_can_curiosity_heal_division (Türkçe altyazı seçeneği ile izleyebilirsiniz).