Özet
Merak kasını geliştirmek, liderlik becerilerinin etkinliği, sürekli öğrenmenin sağlanması ve işverenler tarafından talep edilen önemli bir yetkinlik olması açısından büyük önem taşır. Tıpkı fiziksel bir kas gibi, merak da geliştirilmek ve düzenli olarak çalıştırılmak zorundadır.

Merak, öğrenme motivasyonu, yeni fikirlere açık olma ve bilinmeyen durumları keşfetme isteği olarak tanımlanabilir. Bu tanım doğrultusunda, merakı geliştirmek için pek çok haklı neden vardır.

İlk olarak, merak, etkili liderliğin temel boyutlarından biridir. İnsanları yönetmek veya onlara liderlik etmek isteyenlerin merak duygusunu sergilemesi, ekip üyelerinin de kendi meraklarını geliştirmesine yardımcı olur.

İkinci olarak, merak, sürekli öğrenme yeteneğini besler. Bu da, hem kariyerin hem de bireyin geleceğe karşı dirençli olmasını sağlar. Chamorro-Premuzic’in son kitabı I, Human: AI, Automation, and the Quest to Reclaim What Makes Us Unique (Ben, İnsan: Yapay Zekâ, Otomasyon ve Bizi Benzersiz Kılan Şeyleri Geri Kazanma Arayışı), iş dünyasındaki becerilerin ne denli hızlı değiştiğini ortaya koyar. Bu nedenle merak kasını güçlendirmek, artık bir hayatta kalma mekanizması haline gelmiştir.

Üçüncü olarak, işverenler merakı aktif olarak aramaktadır. Sektör, pozisyon veya kıdem seviyesi fark etmeksizin, merak, en çok aranan yeteneklerden biridir. Örneğin ManpowerGroup’ta işe alım uzmanları ve yetenek danışmanları sıklıkla merakı temel kriterlerden biri olarak değerlendirmektedir. Bunun nedeni açık: Geleceğin işleri tam olarak bilinmese de, çalışanların bu işlere kendilerini adapte edebilme motivasyonu ve yeteneği büyük ölçüde merak düzeyine bağlıdır.

Peki merak kası nasıl geliştirilir? İşte beş bilimsel öneri:

1. Bahaneleri bir kenara bırakın.
Herkes meraklı olmak ister. Gerek önemsiz konular, gerekse derin felsefi meseleler olsun, merak duygusunu kullanmak entelektüel anlamda oldukça tatmin edicidir. Ancak çoğu zaman bizi bu isteği yaşamaktan alıkoyan engeller vardır: zaman yetersizliği, tahmin edilebilir görevlerin baskısı, kesin sonuç beklentisi veya monoton çalışma ortamları.

Ancak bunlar aslında sadece bahanedir. Gerçekte, merakı engelleyen somut bir şey yoktur. Mesele öncelikleri doğru belirlemek ve öğrenmeye, yeni deneyimlere açık olmaya, bilgi boşluklarını kapatmaya bilinçli bir şekilde çaba göstermektir. Aynı ekipteki bireylerin merak düzeyleri neden bu kadar farklıdır? Çünkü merak, yöneticiden çok bireyin kendi sorumluluğundadır.

Merakınızı artırmak için şu küçük adımları deneyebilirsiniz:

  • Her gün iş öncesinde ya da sonrasında 20–30 dakika ayırarak merakınızı beslemeye yönelik zaman yaratın.

  • Uzun vadeli stratejiler veya mevcut süreçleri iyileştirme fikirlerinizi ekip arkadaşlarınızla paylaşın.

  • Her fırsatta “neden?” sorusunu sorun. Böylece yüzeysel değil, derinlemesine keşifler yapmaya başlarsınız.

2. Doğru açıyı bulun.
Merakla ilgili en temel sorulardan biri şudur: “Merak etmek güzel ama neye dair meraklı olacağım?” Merak duygusu, zaten ilgimizi çeken konularla ilgili olduğunda çok daha kolay harekete geçer. Bu nedenle, kişinin içsel motivasyonlarını keşfetmesi önemlidir.

Aşağıdaki sorular yol gösterici olabilir:

  • Hangi konuları daha fazla öğrenmek isterdiniz?

  • Hangi alanda uzman olmak sizi heyecanlandırır?

  • Zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden üzerine uzun süre düşünebileceğiniz konular nelerdir?

Ayrıca, merakı desteklemek için dikkat dağınıklığının olmadığı “beyaz alanlar” yaratmak gerekir. Doğru problemi bulmak ve bu probleme tutku duymak, merakı otomatik olarak besleyen bir yakıt işlevi görür.

İlgi alanınıza girmeyen konular için bile merak geliştirilebilir. Örneğin teknolojiye ilgi duymuyorsanız, teknolojiyle ilgili görevler sıkıcı gelebilir. Ancak teknolojiyle bağlantılı olan insan davranışları, psikoloji, verimlilik veya moral gibi açılar size daha anlamlı gelebilir. Yani mesele, sizin için önemli olan açıdan konuya yaklaşmak ve o açıdan derinleşmektir.

3. Rutinlerinizi değiştirin.
Yaratıcı ve meraklı bireylerin ortak özelliği, rutinlere karşı bir tür “alerjilerinin” olmasıdır. Araştırmalar, rutine sıkışmanın merakı öldürdüğünü ortaya koymaktadır. Günlük yaşamda yapılacak küçük değişiklikler bile yeni fikirlerin doğmasına ve soruların oluşmasına katkı sağlar.

Örneğin:

  • Farklı insanlarla çalışmak veya vakit geçirmek

  • Günlük görevleri farklı zamanlarda veya farklı şekillerde yapmak

  • İşe gidiş rotanızı değiştirmek

  • Hafta sonu aktivitelerinizi çeşitlendirmek

Beynimiz, doğal olarak tembelliğe eğilimlidir ve tanıdık ortamlarda otomatik moda geçmeyi tercih eder. Bu da yeni deneyimlerden kaçınmamıza neden olur. Ancak küçük değişiklikler bile yeni ilgi alanları ve sorular doğurabilir.

4. Deney yapın.
Merak çoğu zaman eğlencelidir. Konsantrasyonu artırır, odaklanmayı sağlar ve yaratıcılığı tetikler. Bu nedenle merakı bir deneme ve keşif fırsatı olarak görmek gerekir.

Yapay zekâ gibi teknolojiler, bilgiye erişimi kolaylaştırarak insan bilgisiyle yarışabilir hale gelmiştir. Ancak hâlâ soruları soran, merakı tetikleyen insanlar olmadan bu sistemler işe yaramaz. Dolayısıyla serbest dolaşan, sezgisel ve kişisel ilgiye dayalı merak hâlâ bize özgü bir özelliktir.

Bu nedenle konfor alanınızın dışına çıkın. Daha önce hiç ilgilenmediğiniz konulara yönelin. Bilimsel araştırmalar, yenilik arayışının merakın en güçlü habercilerinden biri olduğunu göstermektedir. Beklenmedik ilgi alanları, yeni sorular ve öğrenme sevinci sizi şaşırtabilir. Hatta Harvard Business School’dan Amy Edmondson’ın son kitabında belirttiği gibi, hatalardan ders çıkarma merakı bile değerli bir öğrenme biçimidir.

5. Sıkıldığınızda yön değiştirin.
Merak kasını çalıştırmak keyifli bir süreç olmalıdır – ağır spor yapmaktan çok yüzmeye benzer. Eğer kendinizi bir konuda sıkışmış veya bıkkın hissediyorsanız, görev değiştirin. Merak, kendiliğinden gelen öğrenme ve neşeli odaklanma halidir.

Zorla öğrenmek yerine, gerçekten ilginizi çeken şeyleri takip etmek, daha doğal ve verimli bir öğrenme yoludur. Bu, dış motivasyonla öğrenmeye değil, içsel motivasyonla keşfe dayalı bir yaklaşımdır.

Son olarak: Merak, psikolojik bir özellik olarak hem doğuştan gelir (genetik) hem de çevresel faktörlerle şekillenir. Ortalama olarak %50 oranında doğuştan gelen bir eğilim olsa da, geri kalan %50 geliştirilebilir. Bu da, mevcut merak seviyemiz ne olursa olsun, çaba ve kararlılıkla önemli ölçüde artırabileceğimiz anlamına gelir.


Kaynak: https://hbr.org/2023/11/how-to-strengthen-your-curiosity-muscle

Harvard Business Review’da yayımlanan Tomas Chamorro-Premuzic’in “How to Strengthen Your Curiosity Muscle” başlıklı makalesinden çevrilip derlenmiştir.